Bana Paktını Söyle Sana Kim Olduğunu Söyleyeyim

04 Ocak 2021

 

2020 yılı, öyle ya da böyle pandemi ile mücadeleyle geçti. Trump ile Biden arasında geçen ama tüm dünyanın soluksuz izlediği seçim ise sönük 2020 yılının sosu oldu. Uluslararası kuruluşların ve G20 ülkelerinin üst akıllarının şu dönemde temel ilgilendiği başlıca iki konu olduğunu kestirmek zor olmasa gerek.

Birincisi pandeminin getirdiği yıkım ve mali sorunlardan çıkış yollarını bulmak.

İkincisi ise pandemiden çıkış sonrası gelişme stratejilerine yoğunlaşmak.

İşte tam bu noktada küresel ticaret için yeni stratejilerin oluşmaya başladığı ve aktivite olduğu bir süreci yaşayacağız 2020 yılında. Bu iyileşmenin en önemli lokomotiflerinden biri de ülkelerin 2020 yılı boyunca imzaladığı dev ticaret anlaşmaları ve bu anlaşmalar çevresinde oluşacak paktlar olacak. Diğer bir değişle bölgesel paktların oluşturduğu stratejik ortaklıklar.

Oluşan bu ticaret paktlarının bir diğer etkisi ise muhtemeldir ki, askeri ortaklıkları ve savunma işbirliklerini de oluşturabilir. Bir diğer husus bu paktların şu ana kadar yan yana gelmeyen bazı aktörleri de aynı masaya oturtabilir olma ihtimalidir. Örneğin; Çin ile Japonya ya da ABD ile Çin gibi.

Özellikle Asya’da 15 ülkenin oluşturduğu 26,2 trilyon dolar GSYH’yi kapsayan Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık (RCEP) ve Afrika’da 54 ülkenin imzaladığı Afrika Kıtası Serbest Ticaret Bölgesi Anlaşması (AfCFTA) oluşan paktlara örnek olabilir.

Bir pakt gibi hacimli tavırlara da aşina olacağımız o kadar belli ki! Örneğin, İngiltere’nin AB’den ayrılması ve yaptığı Serbest Ticaret Anlaşmaları bir nevi zımni pakt oluşumlarına gebe. Daha açmak gerekirse; İngiltere, pandemi yılı içinde Avrupa Birliği başta olmak üzere Türkiye’nin de aralarında olduğu 63 ülkeyle serbest ticaret anlaşması (STA) imzaladı. Kıta Avrupası ise, Çin ile Avrupalı şirketlerin Çin’deki varlığını ve rekabet gücünü destekleyecek bir yatırım anlaşmasında prensipte vardılar. ABD-Çin arasındaki ikili ticarette ise ABD iş dünyası Faz 2 anlaşmasının görüşmelerinin başlamasını isterken, ABD’nin Çinli teknoloji devlerine yaptırımları Çin tarafından misillemelerle de karşılaşabilir. Burada hatırlanacağı üzere Tiktok gibi küresel şirketler daha önce ABD’de yaptırımlarla karşılaşmıştı.

Aslında oluşan paktların muhtevasını anladığımız zaman gelecekte nelerin olabileceğini de ön görebiliriz.

RCEP demek 26,2 Trilyon dolar demektir

Çin’in de aralarında olduğu 15 Asya Pasifik ülkesinin kasım ayında imzaladığı Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık (RCEP) anlaşması küresel GSYH'nin %30’unu oluşturması ve 2,2 milyar insanı kapsaması nedeniyle tarihin en büyük ticaret anlaşması olma özelliğini kazandı. Hindistan, 2019 yılında anlaşmadan çekildi. 2 milyarlık dev bir pazarın RCEP için bir kayıp olduğu kesin. Öte yandan anlaşmanın tarafları Hindistan’a kapıyı açık bıraktı. Anlaşmayla birlikte 2030’da küresel GSYH’nin yüzde 50’sinden fazlasının 15 RCEP ülkesinden geleceğini öngörüyor. RCEP anlaşmasının 2030 yılına kadar Çin GSYH’sini yüzde 0,5; daha önce hiçbir blokta yer almayan Güney Kore’nin GSYH’sini yüzde 1,4 ve Japonya’nın GSYH’sini yüzde 1,3 artırmasını öngörüyor. Burada görülen o ki; Türkiye’nin RCEP’e taraf olan Malezya, Singapur ve Güney Kore ile Serbest Ticaret Anlaşmalarının olması bir avantaj üretebilir. Tabi değerlendirilirse. Söylemeden geçmeyelim; RCEP’in tarafları ASEAN üyeleri Brunei, Kamboçya, Endonezya, Laos, Malezya, Myanmar, Filipinler, Singapur, Tayland ve Vietnam ile birliğin diyalog ortaklarından Avustralya, Çin, Japonya, Güney Kore ve Yeni Zelanda.

AfCFTA, Ticaretin Rengi Olmaz

1,3 milyar insan ve 3,4 trilyon dolarlık ekonomiyi bir araya getiren Afrika Kıtası Serbest Ticaret Bölgesi Anlaşması da (AfCFTA) COVID-19 pandemisi nedeniyle bir miktar gecikmeyle yani 1 Ocak 2021 itibariyle yürürlüğe girdi. AfCFTA'yı son olarak Afrika'nın en büyük ekonomisi Nijerya ile komşusu Benin imzalamıştı. Kıtanın 55 ülkesinden 54'ü projede yer almayı kabul ederken, imzalamayan tek ülke Eritre oldu. 34’ü anlaşmayı meclisinde de onaylayan 54 ülke arasında resmi olarak ticaret bu anlaşma kurallarına göre yapılmaya başlasa da, anlaşmanın tam kapsamıyla uygulanmasının yıllar sürebilir. Öte yandan 3,4 trilyon dolarlık blok, Dünya Ticaret Örgütü’nün kurulmasının ardından oluşturulan en büyük serbest ticaret bloku. Dünya Bankası, 2035 itibariyle anlaşmanın on milyonlarca Afrikalıyı yoksulluktan çıkartacağını söyleyebiliriz.

Brexıt Sonrası İngiltere Atağı: 1 Trilyon Dolarlık Hacim

En büyüğü AB ile olmak üzere, İngiltere Brexit sonrası ticareti için Türkiye’nin de aralarında olduğu 63 ülke/blok ile serbest ticaret anlaşması imzaladı. AB ile İngiltere arasında varılan anlaşmanın özünü “sıfır kota ve sıfır tarife” oluşturuyor. Bugüne kadar hiçbir ülkeye verilmemiş ayrıcalıkla İngiliz malları tarifesiz ve kotasız AB pazarına erişebilecek. Ticaretinin diğer ülkelerle de artarak ve pürüzsüz ilerlemesini isteyen İngiltere’nin imzaladığı 63 anlaşma içinde Türkiye, AB dışında beşinci büyük STA’nın imzalandığı ülke.

AB-Çin, Flörtten İlişki Durumu Pozitife

AB ve Çin arasında 6 yıldır devam eden istişare süreçleri sonuç vermeye başladı. Yeni yatırım anlaşması sayesinde AB’nin Çin pazarına erişimi kolaylaşacak, yabancı şirketler Çinli şirketlerle daha kolay rekabet edebilecek. Daimler, BMW, Peugeot, Allianz ve Siemens gibi Çin’de büyük varlığı bulunan şirketlerin anlaşmadan fayda sağlayacağını ön görmek hayalcilik olmayacaktır. Anlaşma kapsamında Çin’in önümüzdeki dönemde yabancı şirketlere zorunlu teknoloji transferinin yasaklanmasını öngören yasalar çıkartacağı, devlet teşvikleri konusunda daha şeffaf olacağı ve devlete ait şirketlere yabancı yatırımcılara nispeten pozitif ayrımcılık yapılmasını sonlandıracağını da söyleyebiliriz.

ABD-Çin, Ticaret Aşısı Tuttu Sıra Faz 2’de

Trump’ın Çin’e karşı sert tutumu hatta saldırgan tutumu yeni dönemde farklı bir seyir göstermeyebilir ama bu ticarete pek engel de olmayabilir. Hatırlanacağı üzere tüm olumsuzluklara ve pandemiye rağmen İkili ticaret, ilk 11 ayda yüzde 6,9 artarak 558,43 milyar dolara ulaşmıştı. Öyle görünüyor ki; Joe Biden, kendi döneminde ticaretin iki tarafa da avantaj sağlaması için görüşmeleri sürdürecek. Çin’in ABD’den 300 milyar dolar ürün almayı taahhüt ettiği Faz 1’in ardından, ABD iş dünyası Faz 2’nin de görüşmelerinin başlaması için dayatmalarda bulunabilir. Bunun ilk sinyalleri de gelmeye başladı zaten. Öte yandan ABD’nin Çinli teknoloji devlerine karşı uyguladığı yasaklar ve yaptırımlar, Çinli yetkililerin sabrını taşırıp misillemeye de neden olabilir.

Tüm bu gelişmeler eşliğinde çok rahatlıkla söyleyebiliriz ki; dünyanın geleceği ticaret üstüne kurulan yeni bir iklimine gebe. Ticaret üstüne kurulan bu menfaat yapılanması her alanda yeni neden ve sonuçları barındırıyor. Özellikle oluşan ticari paktlar göz önüne alındığında Türkiye uzun yıllardır giremediği AB paktı ya da NATO’da yaşanan sorunlar çerçevesinde bir yalnızlık iklimine uyanmasın. Eğer bir pakta giremiyorsanız ikili serbest ticaret anlaşmalarına önem vermenin ve bu anlaşmaları geliştirmenin stratejik olacağını ön görebiliriz. Bir diğer çıkış yolu ise kendinize yakın bölge ya da dost ülkelerle bir pakt oluşumuna adım atabilirsiniz. Ne diyelim hayırlısı olsun…

 

Yeni yorum ekle

Plain text

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.

İstatistikler

Bugün Toplam Toplam
0 kez görüntülendi. 75 kez görüntülendi. 0 yorum yapıldı.