İnsanın Doğayla İmtihanı

30 Ocak 2021

 

GİRİŞ

Aşağıda, insanın doğayla ilişkisi konusunda son yıllarda bazı vesilelere zaman zaman dile getirdiğim kısa tespit ve eleştirileri toplu halde bulacaksınız.

Genel gözlemim odur ki, insan, tarih boyunca, var olmak, hayatta kalabilmek, refah içinde yaşamak için doğayla mücadeleye girişmek, hatta ona galip gelmek, ona egemen olmak güdüsüyle hareket etmiştir. Oysa kanaatimce, yapması gereken şey doğaya savaş açmak değil, onunla sağlıklı bir ilişki kurmaya çalışmak olmalıydı.

Eğer, yasalarına riayet edip, işleyişine ayak uydursa, aldığını yerine koyup yenilenmesine imkan tanısa, ona düşmanca davranmasa, hazmedemeyeceği atıklar bırakmasa, zehirli kimyasallar salmasa, geri döndürülemez zararlar vermese, insan doğayla sonsuza kadar sorunsuz sürüp gidecek çok mutlu bir ilişki kurabilirdi.

Oysa insan çok bencilce davrandı. Doğal kaynakları, hoyratça hiç tükenmeyecekmişçesine, bir daha ihtiyaç duymayacakmışçasına kullandı. Doğanın dengesini bozdu, altını üstüne çevirdi, hem yüzeyini, hem atmosferini kirletti, daha bir çok telafi edilemez zarar verdi.

Halbuki doğa insana karşı hep müşfikti. Merhum ozan Aşık Veysel’in çok veciz ifade ettiği gibi, doğa (toprak) insana çok şey verdi:

Koyun verdi, kuzu verdi, süt verdi.

Yemek verdi, ekmek verdi, et verdi.

Kazma ile döğmeyince kıt verdi.

Benim sadık yârim kara topraktır

 

Âdem’den bu deme neslim getirdi

Bana türlü türlü meyve yetirdi(*)

Her gün beni tepesinde götürdü

Benim sadık yârim kara topraktır ....

 

Karnın yardım, kazmayınan, belinen(**)

Yüzün yırttım, tırnağınan, elinen

Yine beni karşıladı gülinen

Benim sadık yârim kara topraktır

----------------------------------

(*) yetirdi= yetiştirdi

(**) kazma ve bel, toprağın ekime hazırlanması için kullanılan tarım aletleridir.

Peki, ya biz toprağa ne verdik? Biz de ona “sadık bir yâr” olabildik mi? İşte bu yazının yarası da budur!

Hüzünlü okumalar…

İNSANIN DOĞAYLA İMTİHANI

İnsan Kimdir?

İnsan, doğadan koparttıklarıyla varoluşunu inşa etmek isterken, kendisinden koparttıklarıyla eksilip yok olandır!

Masum Değiliz!

Hiç düşündünüz mü, sosyal yaşam, doğal yaşamdan koparılır ve farklılaştırılırken karşılığında doğaya ne verilmiştir?

Bilirsiniz, sosyal yaşam, insan medeniyetinin, bilim ve teknolojiyle bütünleşmesi ise, modernliğin (özetle insani gelişimin) en önemli aşamalarıdır.

Peki modern yaşam ne öğretti bize: (Karşılığını) vermeden alamazsınız.

Şu halde sosyal yaşamı ondan almak için doğaya ne verdik biz?

Cezalandırılıyoruz!

Tanrı ya da doğa ihanetimizi olabilecek en açık biçimde cezalandırıyor. Lakin biz, ders alıp insanileşmek yerine, şuursuzluğumuza sığınıp, nemalanma yarışını pervasızca sürdürüyoruz.

Çaresiz İnsanlık

Virüse karşı mücadelenin mutlak olarak kazanılması ancak insanın onun ortaya çıkmasına vesile olan zihniyet ve eylem tarzından tümüyle uzaklaşmasıyla mümkün olabilir, bugüne kadar yaptıklarının üzerine eklemekle değil. Doğaya rağmen bir varoluş çabası bedel ödemeyi zorunlu kılar!

İyice Kafayı Yedik!

Doğal olan, bilimsel ifade edilene bile "skandal" diyoruz. Normumuzu koyan değerlerinizi iğfal etmekle kalmamış, zihinlerimize de tecavüz etmiş, haberimiz yok!

Afet mi, Doğal Olay mı?

"Afet" diyorlar ben "affet" okuyorum. Kaç kez dedim, unuttum. Doğa afet üretmez, nedensellik uyarınca yaratılışının gereğini yapar, dışına çıkmaz, insana, canlıya bir kastı yoktur. Cümle felaket insan eliyledir!

Şuursuz İnsan!

İnsan, Tanrı / doğa tarafından sınırsızca hizmetine sunulan, önüne serilen, emrine verilen tüm nimetlere şükretmeyi biliyor olsaydı, ayağına takılan küçük şeylerden şikayet etmeye fırsat bulamaz, sitem etmeye utanırdı!

Doğaya Estetik İhanet

Zorunlu değil, keyfi ya da estetik gerekçelerle doğaya ve doğallığa müdahale edildiğinde, benim açımdan daha önemli olan husus, ne kadar güzelleştirildiği değil, ne kadar sahteleştirildiğidir. En az, en güzel!

Doğayı Katledene Başka Ne denir?

Doğayı ve doğallığı, işlevini aşan ölçüde, bir ihtiyaç ya da zorunluluk gereği olmaksızın, keyfi sebeplerle, değiştiren, dönüştüren, başkalaştıran, bozan, istisnasız herkes bir yandan asi, öte yandan katildir!

Nedir Övgüye Değer Olan?

"Yaşasın ..." naraları atarken aslında yaşatmak istediğimiz ve gerçekte yaşaması gerekenin farklı olduğunun ayırdına varacak kadar şuurlu olabilseydik, doğal olmayan sebeplerden daha az insan ölüyor olurdu!

Doğal Yaşam!

Her şeyin bir ömrü var. Uzatmaya kalkıştığınızda, doğallığı ve normalliğini yitirir, tam bir ucubeye dönüşür! Hala görmez misiniz?

Hayvanın da Onuru Var

Sosyal medyadaki bir paylaşımla ilgili tartışmalar esnasında, doğasının gereğine uygun davranmaktan başka bir şey yapmayan "leş kargası" ismini, tavırları sırf onlara benziyor diye, kendi doğasını inkar eden başka bir canlı türüne sıfat olarak yakıştırdığım için, leş kargalarından özür diliyorum.

İnsan: Üstün Varlık!

Hayvana ve doğaya üstünlük taslayan insanoğlu, hayvan kadar doğasına sadakat gösterse, dünya bu hale gelir miydi? Ya da hayvanlar da insanlaşmaya kalkışsa, ne olurdu? Cidden merak ediyorum!

Zulüm İnsan!

Gelişme ve üstünlüğü doğaya egemen olmakta arayan insan, sadece hemcinslerine değil, tümüyle dünyaya zulümdür.

Sorularla!

- Doğal ihtiyaçlarını, kendi iradesi/içgüdüsü doğrultusunda, herhangi bir dışsal "etik" ilkeye tabi olmaksızın karşılayan varlığa genel olarak ne ad verilir?

- Normal olan ile doğal olan arasında nasıl bir ilişki ya da fark vardır? Niçin "normal" demek istediğimizde de çoğu zaman "doğal" demeyi tercih ederiz?

- Bir meyve ağacın sahibi olabilir mi?

Ne evren, ne yerküre ne de bir avuç toprak parçası insanın mülkü olabilir, olsa olsa insan doğanın bir parçasıdır.

İnanmıyorsanız, evrim teorisini de yeni baştan okuyabilirsiniz.

DOĞAYA ÇOK ŞEY BORÇLUYUZ

Doğallık - Medenilik

Medenileştiğinden beri insan neyin doğal olduğunu unutmuştu zaten; modernleştiğinden beri neyin normal olduğunu da bilemez bir halde!

Medeniyet: Doğaya İhanet midir?

Modernleşme ve medenileşmeyi doğaya ve cinsine karşı başkaldırı ve üstünlük kurma (vahşileşme) olarak anlayan insan ırkından değilim.

Doğallıktan Ötesi

İnsanca yaşamın ön şartı biyolojik anlamda doğaya ve doğallığa; sosyolojik anlamda norma ve normalliğe saygıdan geçer. Sanayileşme / kentleşme ve bunların gerektirdiği güç ve enerjiye sahip olmayı, gelişmişliğin yegane şartı sayan zihinler, insanı insan olmaktan çıkarıp, uzaylı / robot olmaya dönüştürme ve dolayısıyla yapay dünyalarda sürecek robotik yaşamlar peşindedir.

Hangisi Vahşi?

Hayvanın doğası gereği sergilediği davranışlar "ibretlik" diye haber yapılmaya başlanmışsa, vahşi olan doğa değil, insandır.

VECİZ OLARAK

- İnsanoğlu haindir. İmza: Doğa

- Doğa değil, insan düşmandır.

- Doğa felaket üretmez, insan atfeder.

- Doğa vahşi değildir. Vahşet insan işidir.

- Doğaya ve doğasına ihanetiyle insan, evrenin en vahşisi ve her felaketin fail-i aslisidir.

AZ EDEBİYAT

Anlamsız

Öyle anlamsız ki,
insana dair,
tabiata uzak ne varsa...

Öyle değersiz ki,
maddeye dair,
manadan ari ne varsa...

Tabiat ve Gönül

Tabiatım tabiatın hasretinde;
gönlüm gönüllere muhtaç...

Yaradan!

Bir damla sudan koskoca evreni var etti Yaradan;

Sudan sebeplerle yok etmeyi öğrendi insanı insan,

açtığı en küçük bir yaradan…

Doğaya Dönmek

İnsanoğlu, doğayı söke söke medeniyet inşa eder.

Oysa sorsan aslını, dönüp doğaya dinlenmek ister.

DOĞAYI KORUMAK!

İnsanı hapsetmeli!

Doğaya ve tüm diğer canlı türlerine hürmeten, hayvanları değil, insanları tel örgüler ya da cam fanuslar içerisine hapsetmek gerekirdi.

Katliama Hayır!

Medeniyet inşası için doğaya vurulan her bir darbe, esasında kendi doğamıza ne kadar yabancılaşıp, vahşileştiğimizin resmidir. Dünya'nın her neresinde, hangi maksatla olursa olsun, İnsan kılığındaki bazı yaratıkların, öncelik ve özellikle insana ama genel olarak hayvanlar, canlı cansız doğadaki tüm varlıklara karşı yaptığı vahşete tanıklık ettikçe insanlığımdan utanıyorum. Allah'ım sen bana, aklıma mukayyet olacak kadar metanet; o aşağılık insan müsveddelerine yaptıklarını idrak edebilecek kadar akıl, vazgeçmelerine vesile olacak kadar merhamet ihsan eyle.

Nükleer Santraller İnşa Etmek

Yenilenebilir enerji kaynakları konusundaki alternatiflerini ciddi biçimde değerlendirmek yerine, siyasal saik ve uluslararası prestij için nükleer santraller kuracak olan Türkiye, bununla, sadece doğaya zarar vermek, kendi vatandaşları için bir tehlike ve tehdit oluşturmakla kalmayacak, düşmanları tarafından kendisine yöneltilebilecek tehditlerin konusu haline gelebilecek önemli hedefler de inşa etmiş olacaktır. Ve Dünya'da hiç kimse bize, ileride bir gün, Türkiye'nin tüm Dünya'nın on yıllardır İran'a yönelik tavrıyla karşılaşılmayacağı konusunda güvence veremez.

Lütfen biraz izan ve idrak!

Doğaya Rağmen Gelişme?

İnsanoğlu doğaya egemen olmaya başladığı zamanlardan başlayarak bin yıllardır doğayı (ve dolayısıyla kendi maddi / manevi doğasını) dönüştürebildiği ölçüde hep "geliştiğini" düşündü. Oysa şimdi, örneğin, sağlıklı beslenme adına "organik", yani "doğal olanın" en iyisi olduğunu pozitif bilimsel çerçevede açıkça iddia ediyorsa, bu, "gelişme" ve "medenileşme" kavramları başta olmak üzere, tüm insanlık tarihinin yönünün çok ciddi biçimde yeniden sorgulanmasını gerektirmektedir.

Sözün özü, tüm insanlık tarihinin, aslında (maddi/ manevi) bozulma ve yozlaşma tarihi olduğunu itiraf etmek gerekebilir.

Son Yakın

İnsanoğlu doğadaki en "vahşi" yaratıktır. Ondan başka diğer tüm canlı-cansız varlık türleri, doğayla bütünleşik bir varoluşu temsil ederken, sadece insan, diğer tüm varlık türleriyle birlikte bütün evreni, kendi keyfi arzuları doğrultusunda dönüştürebilme hak ve yetkisine sahip olduğu zehabındadır. Eğer bir gün "kıyamet" gelecekse, işte insanoğlunun bu bitmek tükenmek bilmeyen iştihasının eseri olacaktır.

Özet, insanlık olarak hızla kendi sonumuzu hazırlıyoruz. Peki niçin, hakikaten biliyor muyuz?

SONSÖZ YERİNE

İnsan, Varlığının Tehdididir!

İnsanın, binyıllardır gelişme adına, doğaya rağmen yaptığı her şey, kendisi ve evrenin varlığı için büyük bir tehdit oluşturması yanı sıra giderek zulme dönüşmekte ve kaçınılmaz sonu hazırlamaktadır.

Kaçınılmaz Sona Doğru

Dünya'nın geleceği, doğanın, insanın bitmek tükenmez "gelişme" arzusuna direnebildiği ölçüde "daha iyi" olabilir. Aksi halde, insan eliyle, doğa aleyhine üretilen/inşa edilen her ürün, kaçınılmaz sona doğru kararlılıkla atılmış yeni bir adımdır.

Cehenneme Bilet

Doğadaki geri dönülemez her tahribat, cehenneme alınan ebedi bir bilettir.

Özetle

Kadim değerler ve doğayla barışmayan insanlık için asla mutlu bir gelecek olmayacak.

Yeni yorum ekle

Plain text

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.

İstatistikler

Bugün Toplam Toplam
0 kez görüntülendi. 1,197 kez görüntülendi. 2 yorum yapıldı.