Demokratik Harakiri

15 Aralık 2020

 

Uyuyor Numarası Yapanlara

Yazdığımız ve konuştuğumuz her şeyin ucu niye döner dolaşır politikaya ulaşır. Politik detoks şart.
***
Etnik konularda agnostik olsak. Olsa, da çok takmasak.

***

Hani Nerde

Eskiden devrimci şiirler yazılırdı. Mazlum halkları kurtarmak için dünyanın dört bir yanına dağılınırdı. Umutlar hep yarına ertelense de, yarın uyanmak için bir neden vardı. Devrimcilik söz konusu olduğunda, sağcılık solculuk ayrımı unutulur, herkes, örneğin, Che olurdu...

Ya şimdi! Varsa yoksa hüzün; Güneş batar hüzün, doğar hüzün, gökkuşağı olur yine hüzün, hatıralar hüzünlendirir, unutuşlar hüzünlendirir. Kelebek uçar hüzün, yaprak kımıldar hüzün...

Şaka şaka hüzün eyidir. Şiir özünde devrimcidir zaten. Ayrıca katkı maddesi ilavesine gerek yok.

 

Çağı Okumak

 

Eğer çağı doğru okuyamazsak, çağ döner canımıza okur.
Dünün yanlışlarının bedelini biz ödüyoruz. Bugünün hatalarının bedelini de gelecek nesiller ödeyecek.

Aslında gündemimizi işgal eden konulara bakarak, bizi nasıl bir geleceğin beklediğini tahmin etmek çok da zor değil.

En büyük yanılgımız kendimizi masumiyetinize inandırmaya çalışmaktır. Oysa yapmamız gereken yüzleşmektir.

Gerçekçi bir karamsarlık, bön bir iyimserlikten iyidir.

Yabani John

Huxley'i bilirsiniz. Zamyatin ve Orwell gibi distopyacıdır. Üçü de Digital Döktatörlüklerin habercisidirler. Farkında olup, istemezük desek de Kemal Sayar'ın tavsiyesine uyup Yavaşla'sak da bu distopik dünyaya doğru adım adım ilerliyoruz. Kapalı devre yaşayarak bu akibetten uzak kalmamız, "öz değerlerimize dönerek" potansiyel tehditlerinden ve hasarlarından kurtulmamız mümkün görünmüyor. Silahlı dronlara, savaşan robotlara karşı, en şiddetli bedduaların bile işe yaramayacağı deneyimlerle sabittir. Huxley'in kahramanı, "Tanrının ve şiirin peşinde olduğunu" söyleyen Yabani John tıpkı hükmedemediğimiz teknoloji karşısında yaptığımız gibi, "İnsan" gibi yaşama hakkı talep eder. Talebi kabul edilir ve bir köşede inzivaya çekilir ancak bu sıra dışı adamın yaşadığı yer ve hayatı merak konusu olur. John kısa sürede herkesin tanıdığı biri olup çıkar. Akın akın gelen insanlardan bunalan Yabani John çareyi intihar etmekte bulur...
Hafazanallah.

Merhaba

Merhaba yarının cyborgları, humonoidları, transhumanları
Merhaba simulakr kardeşlerim
Merhaba yirminci yüzyılı kaybetmiş ama yirmibirinci yüzyıl kesin diyenler
Aynaya bakıp üstüne başına çeki düzen vermek yerine, söyleyene çemkirenler, verip veriştirenler
Merhaba her yediği lokmada faiz olduğu halde, helal lokma edebiyatı yapanlar
Çıkarına olunca yasada yeri var deyip, menfaatine dokununca yasaları hatta anayasayı değiştirin diye tepinenenler
Merhaba liberal müslümanlar, müslüman demokratlar, kapitalist marksistler
Merhaba cefasını çekmediği fikrin çığırtkanlığını yapanlar
Merhaba mankurt kardeşlerim, kurşun askerlerim, trollerim
Kafadan bacaklılar, vizyonsuz önderler, kopyeci kahramanlar
Merhaba midesine gösterdiği özeni beyninden esirgeyenler
Yardim ticareti, ahlak ticareti yapanlar, din kalpazanları
Merhaba imza atma yetkisini adam olma ruhsatı olarak anlayanlar
Merhaba benim gibi ise yaramazlar
Merhaba...

***
Son zamanların en popüler işi konuşacak bir topluluk bulunduğunda nasihat etmektir. Bazı konuşmacıları dinleyip salondan nasıl olup da evliya gibi çıkmadığına şaşıyorum.

*** 

Demokratik Harakiri

"Demokrasi mantıklı tercihler yapmaya ilişkin bir mesele olsaydı, herkese eşit oy hakkı tanımanın, hatta herhangi bir oy hakkı tanımanın mantıklı hiç bir gerekçesi olmazdı" (Harari)

Tam demokrat olmaya karar veriyoruz, biri çıkıp kanımıza giriyor, kafamızı bulandırıyor.

Ne çekti şu seçmen be!

Suçu Önlemek

 -Efendimiz bu adamı suç işlemekten nasıl alıkoyabiliriz?

-Yasalar var ya!

-Yeterince caydırıcı değil!

-O zaman özgürlüklerini kısıtlayın!

-Köleleştirelim mi yani?

-Evet, çünkü kölelik özgürlüktür

-Anlamadm. Bunun suçla ne ilgisi var?

-Köleler suç işlemez

 ***

Jane Austen Romanlarını yazdığında Napolyon Savaşları dolu dizgin devam ediyordu. Hiç bir romanında bu savaşlara ilişkin bir tek cümle yoktur.

Aynı durum Mevlana için de geçerlidir.

Öte yandan Günter Grass, Salvador Dali, Lord Byron gibi yazar ve sanatçılar savaşlarda ya aktif rol almış ya da destek vermişlerdir.

Öncekileri niye kayıtsız kaldılar diye suçlarız, sonrakileri de kayıtsız kalmadıkları için. Allah iyiliğimizi versin.

 

Yeni yorum ekle

Plain text

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.

İstatistikler

Bugün Toplam Toplam
0 kez görüntülendi. 280 kez görüntülendi. 0 yorum yapıldı.